29 Ocak 2010 Cuma

Memleket Yazısı

Güneş dağların doruklarına çöken mor bulutların yırtıklarından altın sarısı son huzmelerını uzatarak el sallardı.Ortalık önce kurşuni bir aydınlığa bürünürdü.sonra o aydınlık buruşup kararırdı.Ardından ay doğardı her taraf yeniden kor bir kızıllığın efsunlu aydınlığında daha bir duygusallaşıp sessızleşirdi.yeşilin bütün tonları koyu bir katran karanlığında erirdi.birbirinin döşüne yaslı derin bir uykunun kollarında sabahı beklerdi.yeni doğan güne merhaba diyebilmek ,bulutlara seranetlar yollayabilmek adına.yalnızlığın güzelliği başka nasıl paylaşılabilirdi ki.
çay filizi toplayan peştemallı kızlarındaydı vefası aşkın.....

1 yorum:

EKREM KÖSEOĞLU dedi ki...

duru bır anlatım.gozumuzde memleket canlandı.

Yorum Gönder